26 Aralık 2015 Cumartesi

Plaza Starbucks Laptop Sonrası Garu



          İşte plazaların asi bebesi olarak karşınızdayım... 
OĞLUMM var ya hayatım 1 aydır iyi yönde değişti. İşim gücüm var boru mu !!!
En baştan anlatayım, şirket kurumsalın babası resmen çok memnunum bu konuda,
aptal şirket kıdemlileri yok. Patron, müdür, müdürün sağ daşağı, müdürün siktiği karı falan gibi zırvalar yok. Herkes kendini planlıyor, kontrol ediyor ve şirketin sizden tek istediği şey, işinizi en iyi şekilde yapmanız, bunun dışında kurallara boğmuyorlar, tam Y kuşağına hitap ediyor şirket.
öğle yemeği güzel, hayvan gibi abanıyorum daha gözüm doymadı ama karnım iyi doyuyor.
Benim gibi iki aç arkadaşım daha var onlarda abanıyor sırıtmıyorum milletin içinde,
hem sırıtsak ne olacak amk ben bunu hak ettim diyip afiyetle yiyorum yemeğimi.
Gelelim kıyafet ve sakal mevzusuna, takım falan giyme durumu yok, ''smart casual'' takılıyorz.
Serbest giyinin ama bokunu çıkarmayın tarzı işte, sakala bir şey diyen yok ama sakal olunca boka bakarmış gibi bakıyorlar suratınıza.
Herkes paşa torunu gibi elit takılıyor zaten şirkette elitist. İngilizcenin dibine dibine vuruyoruz, starbucks hayat tarzımız olarak kabul ediyoruz, '''plaza da doğduk biz bebeğim'' havaları falan of of of
görmeniz lazım. Elit ve şık olucaz diye bi kasılmalar, çalışırken yorulmuyorum dik durmaktan yoruluyorum. İşin aslı hepimiz sanki hiç pazara gitmedik yada öğrencilikte ucuz birayı sidik gibi ısınıncaya kadar içmeden beklemedik sanki, sırf ikinciyi söylememek için.


İşe yeni başlayan on beş kişi falanız, görmeniz lazm nasıl bir yarış var.
Parçalayacaz birbirimizi resmen, herkesin gözü kulağı her yerde ve hepimizin karakteri birbirine benziyor ama daha iyi yaptığımız şeyler farklı, ara bile vermiyoruz ''ay ne kadar çalışkan bu bebe'' desinler diye. Ben zaten hırstan yaratılmış gibiyim. Uzmanla toplantı yaptık (farkındamısnız toplantı dedim, biz plaza insanları için hayat böyle beybisi) garu dedi ''çok mükemmelliyetçi ve hırslısın hata yapmaktan korkma'' dedi. O bunu derken ''ulan bi ortasını bulamıyom'' dedim kendime :)
Bunların dışında oraya ait hissetmiyorum kendimi, daha doğrusu maske ile orada dolaştığımı hissediyorum. Hepsi hetero düz sıradan ölümlüler, hepsinin ilişkisi var falan.
Kendimi aykırı ve çıkıntı gibi hissediyorum ama bu beni daha çok hırslandırıyor.

- Bunlar senin iş arkadaşların değil hepsi rakip sen hep en iyi olmak zorundasın !!!
- Senin kimlliğin, kim olduğun gizli asla açık verme !!!

Böyle tekrarlıyorum içimden, daha çok hırslanıyorum. Bazen kıskanıyorum da onları çünkü hepsinin normal bir hayatı ve sevgilileri arkadaşları var. Öğle yemeğinde sevgilileriyle konuşuyorlar bende tatlımı yemekle meşgul oluyorum, ''yanına sıcak çikolata da alsam iyiydi'' diyorum.

 Acaba kazanabilecek miyim ?
Kazanan gerçekten yalnız mı oluyor ?

Şuan hiç sikimde değil, keyfim yerinde. Üç adımdan sonrasını düşünmeye gerek yok.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder