19 Şubat 2016 Cuma
Buradan Medeniyete Ulaşmak Kaç Vasıta
Kendimce heves edip, heyecanlanıyorum. Kalkıp hazırlanıyım mis gibi sonra alayım çantamı leptop'ı fotoğraf makinemi vurayım yollara gamlı başımı şehrin medeni sayılan şık bir semtinde güzel cafe'nin (az fahiş) birine tüneyeyim güünümü değerlendireyim mis gibi yazayım, fotoğraf çekeyim, hornetimi açayım avlanayım, standart hayat kalitesin de yaşıyormuşum gibi hissedeyim, biraz entellektüel havalara bürünüp rolden çıkmayayım.
NII NII NIII NIIIIII ben bunları düşünürken, bir anda arka fonda Mad World çalıyor, gerçekler yüzümü okşamıyor amımı yurdumu dağıtıyor sonra kapşonlu sweatshirt'ümün önünü kapatıp en iyisi balkona çıkayım diyorum. Buradan şehre gitmek iki vasıta sonra dönüşü var, off anam o metrobüsün taşak kokusu hiç çekilmez. Eskidem nefsime engel olabiliyordum, başka bir çoçuğun elinde ne görse isteyen, kıskanç bebeler gibiyim. Nasıl imreniyorum başka insanların sahip olduğu zenginliklere anlatamam. Aslında haksız yanlarım var. Lan mal mısın? siktir git. At kendini hayata, bir sürü insan senin dinamiklerini yaşıyor zaten, ne mızmızlık ediyorsun diye kızıyorum kendime. Aslında haklılık payı var dediğimin ama ben bu kitabı defalarca okudum, değişmiyor siktiğimin koşulları...
Bakıyorum ulan zor yollardan gitmişim, şimdi zorluk çekeyim ileride daha iyi olur diyorum. Bi bakıyorum hooopp az gitmiş, uz gitmiş yarak boyu kadar yol gitmişim. Ezberledim artık, uzun yollar giderken kendimle kavga etmeyi, ne kadar gitsem de en sonunda aynı noktaya dönüyorum.
Ama artık farkındayım, bazı sorunların üzerine gitmem gerekli eğer bunu yapabilirsem, ilerisi için en sağlıklı adım olacak...
15 Şubat 2016 Pazartesi
Kendimden Çıktım Yola Bir yere Varamadım
Zincirlerimden kurtuldum, yapmam gerekenleri yaptım ve kıyı köşe hayatıma arkamı yaslayıp ''ne günlerdi beaa'' diyebilirim. Siktiğimin okulu bitti daha ne olsun sonra staj denen zırvaları da yaptım. Türkiye hatta dünyanın en daşşaklı şirkerlerinde çapsız stajer hayatıma son verdim. Profesyonel köle olmaya hazırım bence sanıyorum yani.
En son bi işten bahsettmiştim, tüküreyim ben böyle şirketin içine lan sikerler ne yarak olduğu belli değildi amk bunun dışında faydası oldu tabi ki bir sürü kapı açacak bu son iş ama şimdi dinlenme, soluklanma vakti.
Yine bana ev, yine bana kafa yemeler. Olum benim kaderim bu evde çürümek bu istanbulun dış semtlerinin birinde hayatı dikizlemek ama inanıyorum bir gün gözümün olduğu herşeye sahip olcam. buradan varoş edebiyatı yapmıyorum sadece hırs benim ki...
İtiraf etmem gerekirse, çalıştığım şirkette içime sinmeyen şey oraya ait hissetmiyordum. Onlar gibi değildim,bu dışarıdan fark edilmiyor ama ben bunun farkındaydım. Onlar mutluydu yada sıradan, normallerde dizleri benim kadar kanamamıştı. Sevdikleri, sevenleri vardı ve bunun bedel ödemek, yıkımlar yaşamak, kendi hayatlarından çalmak zorunda değiller.
Hayatların da başarıyı yakalamışlar, buna vakit ayırabilmişler. Baskılar, duygusal bulantılar onları boğmamış.
Tabi bi ki histerik davrandığımın farkındayım, bunu da yaşayarak atlatmam gerekiyor sanırım.
Biliyorum, her şey güzel olacak :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)